Israel Shamir

The Fighting Optimist

Santiago’nun Ruhu

Kudüs’ten kitabımın İspanyolca tercümesinin galası için geldim, ama daha çok, adına Irak Savaşı denen, aslında Filistin’e karşı yürütülen savaşın yanlış cephesinden askerlerinizi çektiğiniz için sizi tebrik etmek istiyorum. Ben, bu kitabı oluşturan makalelerde bir yıl önce bunları yazdığımda, bu az sayıda kişinin paylaştığı delice bir fikirdi, çoğunluğun kafasına ise Iraklıları kurtaran bir savaşın haberleri dolduruluyordu; bu Irak’ta demokrasi savaşıydı, teröre karşı savaştı, Saddam’ın kitle imha silahlarını durdurma savaşı, hatta petrol için savaş. Bir yıl geçti ve tüm bu izahlar karanlıkta kaybolan duman gibi yitip gitti. Yıkılmış Irak’ta kitle imha silahı bulunamadı; Ebu Ghuraib ve Guantanamo’nun tutsaklarının ağzından tüm işkencelere rağmen bir el -Kaide bağlantısı elde edilemedi; Irak’ın kurtarılması zalim bir baskı rejimine döndü; petrole gelince; savaş başında petrolün varili 20 Dolardı; şimdi 40 Dolar. Savaşı körüklemekle suçlanan petrol şirketleri Irak’tan çekiliyor, ve petrol üretimi de savaş öncesinin altına düştü. 29 Nisan 2004’te Guardian gazetesinin haberinde BP’nin Irak’ı terke karar verdiği söylendi; burada bir gelecek görememişlerdi.

Tüm bunlar bizi savaş için bir sebeple başbaşa bıraktı, bir sene önce söylediğimiz sebep. Bazan buna “İsrail için savaş” da dendi; ama bu açıklama bir noktayı gözden kaçırdı: İsrail devletinin güvenliği için bu savaşa ihtiyacı yoktur; İsraillilerin refahı için de. Yahudiler İsrail’de ya da başka yerde eşit vatandaş olarak yaşayabilirler; ama onlar başkalarının suyuna, toprağına, ruhlarına hükmetmek istiyorlar. Bu nedenle Gazze’nin Filistinlileri ile Felluce’nin Iraklılarının çocuklarını öldürüyor, evlerini yıkıyorlar. Bu, Yahudi hakimiyeti için, bu fikrin ABD’li yandaşlarınca açılmış bir savaştır; Kutsal Toprakların sakinlerinin eşitliğine karşı açılmıştır. Böyle bir savaşta, İspanya’nın Yahudi hakimiyetçileriyle ittifak için bir sebebi yoktur; Filistin’de kitle yıkımına destek için, Guantanamo’da kitlevi işkenceye destek için sebebi yoktur.

İspanya’nın, ülkeniz muhteşem bir ırkçılık karşıtı tarihe sahipken, ve bu modern Yahudi edebiyatınca sürekli çarpıtılır ve hakim Anglo -Amerikan düşüncesine dönüşürken, Yahudi ırkçılığı için savaşmasının anlamı yoktur. Siz 1492’de Yahudileri kovmakla suçlanıyorsunuz. Ama kovulan Yahudilerin çoğu geri döndü, üstünlük taslayan ırkçılıklarından vazgeçtiler, diğer İspanyollarla ekmek ve şaraplarını paylaşmayı kabul ettiler –çünkü son akşam yemeğinin anlamı buydu(1 ) ve İspanya’nın şerefli vatandaşları oldular. Avilalı Santa Teresa ve San Juan de la Cruz bunun parlak örnekleridirler.

Öte yandan, Cromwell hakimiyetindeki İngiltere’den kaçan Yahudileri ve Tartışma Üstadları’nca(2) verilen payeyi kabul etti. Onlar onun “çitleme” ile topraklarından attığı avamdan, İrlandalı ve İskoç köylülerin katliamından ve Amerikan kolonilerindeki kitlevi Kızılderili kıyımından bahsetmediler, çünkü “Yahudiler için iyi” olan rejimlerin çok azı başkaları için iyidir.

Aynı Tartışma Üstadları İspanya’yı Kızılderililere karşı tutumundan dolayı yerden yere vurdular. Ama sonunda, İspanyollar yerlilerle evlendiler ve modern Latin Amerika halkını meydana getirdiler, oysa Kuzey Amerikalı koloniciler, Yahudilerle sıkıfıkı idi ve kendilerine “Yeni Yahudiler” diyorlardı; hemen hemen tüm yerlileri öldürdüler ve kalanlarını da rezervasyonlara tıktılar.

Onlar İspanya’yı engizisyon nedeniyle yerden yere vurdular, ama Protestan ülkelerde binlerce kadın direkte cadı oldukları gerekçesiyle yakıldı – bunların hiçbiri sizin gibi Hz. Meryem’e saygı duyan bir ülkede olmazdı.

Teolojinin, işe yaramaz din adamlarının boş bir faaliyeti olduğunu, yalnız maddi kazanımları önemsemek gerektiğini de düşünmek hatadır. Teoloji, üzerine toplum denen sarayın oturtulduğu derin ve sağlam temeldir. Temel olmadan, saray ilk güçlü fırtınada yıkılır, depreme gerek kalmaz. Bu Sovyet yıkılışının nedeniydi: Yarı dinsel komünizm güçlü teolojik köklerden yoksundu ve hayatta kalamadı. “Neo -Yahudi” ABD’de, yıkılan orta sınıfla, dev bir güvenlik aygıtıyla, artan sosyal eşitsizliklerle ve yıkılan ruhla karakterize Yeni Dünya Düzeni kanalıyla Yahudi paradigması havari Hıristiyanlığının yerine geçti. Yahudi paradigmasının, Dünya’da ilk yükselişi değildir bu; ama böyle toplumlar kaçınılmaz şekilde çökerler, çünkü geniş sosyal tabandan yoksun kalırlar. Şimdi onun elitleri bekasını sağlamak için onu tüm dünyaya yaymaya uğraşıyor; işte savaşlar ve yayılmanın sebebi bu, çünkü projeleri bu küçük boyutta yaşamayacaktır. Her yerde kendi teoloji ve ideolojilerini kabul eden liderleri destekliyorlar. Bu liderler, sizin Aznar gibi, sağdan da olabilir, ya da İngiltere’de Blair gibi soldan da; ama onlar hep Yahudi hakimiyet ideolojisini desteklerler ve vatandaşlarını uzak ülkelere savaşa göndermeye hazırdırlar. Belki onlar Yahudiler için iyidir, ama geri kalanı için değil. Gerçekten de şimdi, sağ ile sol arasındaki mücadele yeni ayrımın gölgesinde anlamsız hale geldi; ve benim burada gördüklerimin arasında büyük dedeleri 1936-39 Savaşı’nda (İspanya İç Savaşı, ç.n.) Hueska ve Tarragona’da birbirine ateş etmiş olanlar var. Amcam Cumhuriyet için Uluslararası Tugay’da vuruştu, belki o sıra sizin babanız Franco tarafında dövüşüyordu, ama şimdi biz ruhça, gelenekçe ve eşitlikte birleşmiş olarak bu ruhsuz ve köksüz üstünlüğün taraftarlarına karşı dikiliyoruz.

Eski savaşlar geçmişte kaldı. Siz de Araplarla savaştınız, ama şimdi İspanya Fas’ın iyi bir dostu. Napoleon’la savaştınız, ama şimdi Fransa’nın dostu ve müttefikisiniz. Benzer şekilde, Sağ ve Sol arasında mücadele geçmişe aittir, tıpkı Carlistler ve İsabellinler arasındakiler, York ile Lancaster arasındaki, Birlik ve Konfederasyon arasındaki gibi. Sol ve sağ eğilimler yokolmaz, çünkü her ikisi de toplum için gereklidir, insan için iki kol, iki bacak gerektiği gibi. Sağ geleneğin devamını ve köklerin korunmasını sağlar; Sol eşitliği savunur ve reform imkanı sağlar. Onların Yin -Yang mücadelesi toplumu işletir; bunlardan birinin toptan zaferi ise toplumu raydan çıkarır.

Sol ve Sağ’ın trajik ve yıkıcı karşılaşması zirvesinde sizin iç savaşınızda ve 2. Dünya Savaşı’nda ulaştı, burada iki büyük anti -burjuva hareketi, “Hegel’in sağcı ve solcu şakirtleri” kanlarını “İla-yı kelime -i Amerika” için döktüler  (3), Neo -Yahudi ABD’nin daha büyük zaferi için; o savaşın nihai galibi oldu. Bu sonuca 1990’da Rusya’da vardım, o sıra Amerikancı neo -liberaller Stalingrad gazilerini, Rusya vatanseverlerini “kızıl -kahverengi” olarak damgalıyordu; onlarca Komünizm ile Nasyonal Sosyalizm arasında fark yoktu.

Bugünlerde, yalancı -Sağ ve yalancı -Sol’umuz var. Thatcher ve Blair arasında, Bush ile Kerry arasında fark yok – hepsi de İsrail’i üstünlük mücadelesinde destekliyor. İspanya ve Fransa’da, sol ve sağ gazeteler Mel Gibson’un filmi Tutku’yu lanetlemekte birleşiyor, çünkü o “Yahudilere saldırı” imiş. Yani Sol ve Sağ yerine, yeni bir ayrımımız var, yeni bir bölünme, Yahudi hakimiyetine göre tutum alan. Bugün ABD Müslümanlarla İsrail için çarpışıyor, ama Huntington, savaşın öndegelen teorisyeni, ABD’de Hispanik  (4) asıllıları ayrımcılığa tabi tutmaktan sözediyor, çünkü onlar Yahudi idealine yeterince bağlı değiller.

Liderlerinizi Filistinli fellahın sıkıntılarına yaklaşımlarına göre ölçebilirsiniz. Eğer Sharon’la sıkıfıkı iseler, size de zararlı olacaklardır. Onların hepsi de gidecek, Aznar’ın gittiği gibi, çünkü insanlar savaşın sebeplerini kavrıyor. Kutsal Toprak’ta tüm dünyaya barış getirecek tek çözüm olabilir – Yahudilerin ve gayrı -Yahudilerin tüm Filistin’de eşitliği, hakimiyetçi Yahudi Devleti’nin kaldırılması ve onun herkes için gerçek demokrasiye dönüşümü. Bu müteveffa Edward Said’ce söylendi, şimdi popüler Filistinli lider Mustafa Barguti’ce söyleniyor. Giderek daha çok İsrailli de anlıyor ki, buldozerleri durdurmanın başka yolu yok.

İspanya’nın önemli bir rolü var, siz İsa’nın ülkesi ve Aziz James ile bağlantılısınız, ona Santiago diyorsunuz. Bu Filistinli balıkçının Sharon’un dedesi Kral Herod Antipas’ın emriyle başı kesilmişti; onun başı talebelerince alınarak kıyılarınıza getirildi ve Santiago de Compostella’ya kondu, ama kalbi Kudüs’te gömülü kaldı; oradaki mezarı başında Aziz James Katedrali kuruldu, burası Filistinli Hıristiyanlarca da Müslümanlarca da saygı görür, çünkü bizim ülkemizde Hıristiyanlarla Müslümanlar emin bir barış ve uyum içinde, aynı kutsal mekanları paylaşarak –ve bu da az önemli değil- aynı düşmanı paylaşarak yaşarlar. Düşmanları “Yahudi” değildir, çünkü Yahudiler İspanyollarla olduğu gibi Filistinlilerle de barış içinde yaşayabilir; düşman “Yahudi hakimiyetidir”, yenilmelidir ve yenilecektir.

1-İsa’nın son akşam yemeği. Katolik ve Ortodoks kiliselerindeki Ekmek ve şarap ayini bu yemeği anmak için tekrarlanır. ç.n.

2-Tartışma Üstadları: “Siyon Protokolleri” metninden bir kavram. Kasıtlı olarak insanların kafasını karıştıracak fikirler yayan kişiler. ç.n.

3-Orj. metinde: Ad majorem US gloriam ç.n.

4-Güney Amerika kökenli İspanyolca konuşan göçmenler ç.n.

Featured Posts

The Liberation of the Slaves

Donald Trump’s electoral victory unleashed pent-up tectonic energies on the unprecedented scale. The world has been changed, much more than ...

Read More

Evan El-Amin  /  Shutterstock.com

Les guerres de genre de H. Clinton

Est-ce que les hommes qui votent pour H. Clinton vont finir en enfer ? Je n'en suis pas sûr. Nous savons ...

Read More

If They Are Bombed - They Are Daesh

President Putin is a pirate, no less. In his declaration at the UN, he stole President Bush Jr’s copyrighted 2001 ...

Read More

A Syrian Breakthrough

The Russians and their Syrian allies have cut the main supply line of the rebels to the north of Aleppo, ...

Read More

Ryan Rodrick Beiler / Shutterstock.com

Autumn in Palestine

Autumn is beautiful in Palestine: overripe blue-green figs, unpicked pomegranates pecked by birds, heavy grapes turn red. Now is the ...

Read More

Leave a Reply

Israel Shamir © 2016 Frontier Theme